Sevgili Sezer Hocam;

Sir Bernard Shaw “Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif almayı değerli kılan.” demiş.

Çocuklarımıza hayatlarını keşif yollarında, her dakikalarından, tüm yönleri ile keyif almayı, onlara AN ı yaşamayı öğretmeyi, ilke edinmiş yüce gönüllü Judo hocalarımıza; sizi ve sizin nezdiniz de tüm emeği geçen herkesi kutluyorum. Kendi adıma her bir detay için teşekkür ediyorum.

Çocuklarımız ile konuşurken, sabırla, olumlu cümleler kurmak, onlara her antrenman sonrası meditasyon yaptırırken fark ettirmek, pozitif duygulara odaklanmalarını sağlamak, kendi duygularına ve içlerine yönlendirmek, bilinçlendirmek, kimseye bir şey kanıtlamak zorunda olmadıklarını, her ne yapıyorlarsa kendileri için yapmalarını defalarca tekrar etmek… Saymakla bitmez… Ve tüm bunları yaparken onların bir birey olduğunu kabul ederek, kocaman bir sevgiyle yapıyorsunuz.

Antrenmanlarda izlerken fark ettiğim önemli bir nokta var; gelen çocuklar hepsi farklı; her birinin kendine has kişilik, dış görünüş ve ailevi özellikleri var. Kimi çocuk hırçın, öfkeli, meraklı ve arkadaşlarına rahatsızlık verme eğiliminde. Kimi çocuk ise tam tersi çok çekingen, içine dönük, kendisine sorulan soruları cevaplayamayacak kadar utangaç.

Çok da uzun olmayan bir süre judo antrenmanlarına devam ettiklerinde her durumda olan çocukların zaman içinde dengelendiğini her iki uç özelliği gösteren çocuğun da orta noktada buluşup ardından gelen küçüklere dojoda abla ve ağabeylik yaptığını ve bu olgun duruşlarını büyük bir keyifle taşıdıklarını gözlemliyorum.

Biz büyükler biliyoruz ki mutlu birer birey olmaları için kendilerini tanımalılar, amaçları olmalı, doğru bir topluluğa ait olma duyguları tatmin edilmeli. Kendine güvenen, kendi yeteneklerinin farkında ve güçlendirilmesi gereken yönlerini bilerek kendi ile barışık etrafındaki kişileri tanıyabilme yetisine sahip mutlu birer birey olarak yetişiyorlar. İletişimleri zaman içerisinde mükemmele varıyor, sizin sabrınız, sevginiz büyük ama anne babalarında aynı sabır ve özveri ile çocuklarını sizler ile buluşturmaları gerekli.

Benim oğlum, kendini fark etmeyi, daha dakik olmayı, daha pozitif olmayı, iletişimin önemini öğrendi. Daha sosyal olmanın keyfini çıkarıyor. Daha da iyi olacağının bilincindeyim. Tüm bu öğrendiklerinde daha gidilecek çok yolu olmasına rağmen, başlamak en önemli kısmı idi. Geçen yıl son bir kaç aydır antrenmanlara gelmemesine rağmen ben o süreci çok değerli bir kuluçka dönemi olarak nitelendirmiştim. Şimdi ne kadar doğru düşündüğümü görebiliyorum.

Bu yıl geçen yıldan çok daha iyi, biliyorum ki gelecek yıl daha iyi olacak. Bu arada kendimdeki gelişmeyi yadsıyamam. Çocuklarımız en iyi öğretmenlerimiz aslında, doğru yerden bakabilirsek…

Saygılarımla,

Didem Aksoy Kaküllü
Kuantum Yaşam Koçu & EFT Terapisti

Didem Aksoy Kaküllü, Kuantum Yaşam Koçu & EFT Terapisti
Aikido nedir?

Herkes gibi ben de uzak doğu dövüş sporlarından biri diye tanımlayabilirdim. Peki çocuklar Aikido yapabilir mi? Niye yapsın ki, gitsin yüzsün, basket oynasın…

Çoğu ebeveyn ve eğitimci gibi 2,5 – 6 yaş arası çocuklarımı Aikido ilk dersine götürürken soru işaretleriyle gittim. Fakat Sezer hoca, oğlu Cem Ergün, kızı Gizem Ergün’le tanıştıktan sonra aikido ve kendi bireysel hayatlarındaki donanımları bir yana çocuklar konusunda ne kadar hassas, ne kadar ilgili olduklarını görünce çocukların Aikido yapabilir mi konusundaki ön yargılarım Akdeniz Spor Kulübü ile çalıştığımız süre boyunca yerini; her çocuk, her birey aikido yapmalı düşüncesine bıraktı.

Çocuklarımızın Aikido’yla duruşları değişti, denge ve savunma mekanizmaları ciddi boyutta ilerledi ve herşeyden önce 1 saat süren grup dersinden sonra enerjilerini doğru kullandıkları için ders çıkışlarında sanki hiç yorulmamış gibi algıları açık ve dinçtiler.

Çocuklarımız Aikido derslerine gitmek için can atmaktaydılar çünkü Sezer Hoca ve ekibi sırf Aikido dersi vermez, oyunlarıyla, konuşmalarıyla, çocukların merak ettikleri her şeye bıkmadan usanmadan cevap verir, derse iyi kötü ne var diyerek başlar, masal anlatarak son verir. Ders bittikten sonra çocukların çok fazla ilgisini çeken meşhur Samurai biblolarını anlatır, çocuklarımızın meraklarını giderir ve bizi mutlaka mandalinalar ve elmalarla uğurlar.

Bir eğitimci ve psikolog olarak Sezer Hoca’nın derslerine bir kere bile müdahale etme ihtiyacı duymadım, o kadar sakin o kadar işine hakim ve çocuk odaklı birisiyle tanıştığım için kendimi ve çocuklarımı çok şanslı bulmaktayım. Çocuklar Aikido yaparak eğlenirlerken, biz de her daim masanın üstünde bulunan harika kitaplara, çayımızı yudumlayarak göz attık.

Biz 4 ay boyunca Bebeğim Kreş Ailesi olarak Aikido Derslerimize devam ettik, ailelerimiz çocuklarımızdaki mutluluğu, hevesi ve gelişimi devam ettirmek için hafta sonu Aikido derslerine devam etmektedirler.

Bir psikolog olarak kendimizi arındırmak ve maalesef ki malum çevrenin kötülüklerinden kendini korumak amacıyla veya kendine güvenmeyen, içine kapanık, kontrolsüz şiddet yaşayan ve duygularını kontrol etmekte zorlanan çocukların, ergenlerin, yetişkinlerin mutlaka Sezer Hoca‘nın çözüm odaklı kişiliğiyle tanışıp, Akdeniz Spor Kulübü’ne başlamalarını tavsiye ederim.

Akdeniz Spor Kulübü’ ne bana ve çocuklarıma kattığı değerler için sonsuz teşekkür ederim.

Bebeğim Kres Sorumlu Müdürü
Uzman Psikolog
Miray Sözmen

Miray Sözmen, Bebeğim Kres Sorumlu Müdürü